21 Ekim 2010 Perşembe

Uykusuzun rüyasından sızanlar

Canın uyumak istemiyorsa uyumucaksın abi ! Kalkıp bir sigara yakıp anılarını anıcaksın, sakin sakin seyerdiceksin geçmişi, acılarını diriltip uyukuyu gömüceksin karanlığa. Seviyorsan uykuna yenik düşüp onu seyrediceksin acı acı gülüp ağlıyacaksın. Niye çok mu ayıp anmak özlemek ? Geçmişin anasını avradını... Gelmiş geçmiş geçmiş derken, hani benim gençliğim diyceksin belki Ahmet Kaya ile içiceksin tekelin güzelim rakısını demlene demelene acınla... İçiceksin abi canın her istediğinde. İçmek güzeldir !
Susucaksın, susayıp içiceksin kuraklığını geçmişin. Arada yaranı kaşıyıp kanatacaksın, kanamak güzeldir abi ! Yağmurda ıslak sokaklarda yürüyüp kayacaksın virajlarda. Bazen hızını alamayıp çarpacaksın sağa sola. Çarpmak iyidir sert bir kayaya adamı kendine getirir. Sonrasımı ? Boşwer yaşa bitsin.

Yırtılan Harita

Bitmez dedim, bitti dediler, bitti dedin. BİTTİ. Bendim hiyakeyenin yazarıda yönetmenide. Benim bitirmem gerekti. BİTİRDİM. Artık senle ben haritanın yırtılan bir yerinde birbirine benzeyen ama ayrı iki şehiriz. Şehirlerin gece üstüne çöken nefrette bizim huzurda.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Merak Etme

Çıkmaz yolları zorladık. Sonbaharın en güzel günleriydi. Acı tadımız olmustu farkında değildik. Sonradan çıktı tadı, damağımızı yakan acılarımız evcileştirilemedi. Üzgünüm.
Çaresi yoktu, bu öyle bir hastalıkdı ki neyse, geceler uzun merak etme. Benim damarlarımda ki keder ikimize de yeter merak etme...